top of page
Search

George Floyd'un Ardından "This is America"

  • 19numaralioda
  • May 29, 2020
  • 3 min read

Minneapolis’de George Floyd’un polis memuru Derek Chauvin tarafından boğularak öldürülmesi ile başlayan ve Amerika’nın diğer eyaletlerine de sıçrayan, siyahilere yönelik yıllardır devam eden ırkçılık ve şiddet eylemlerinin son bulması için gerçekleştirilen gösteriler tüm dünyanın gündemine oturmuşken, sosyal medyada gösterilere dair yapılan yayınlarda ve kullanılan videolarda genellikle tek bir parça dikkat çekiyor, Childish Gambino’dan This is America…

Çoğumuzun Community’den aşina olduğumuz ve ayni zamanda 30 Rock'ın yazarlarından olan Donald Glover'ın 2018 yılında bir single çalışması olarak yayınladığı “This is America” parçasının videosu Youtube’a yüklendiği anda milyonlarca insana ulaşmış, siyahilere yönelik kurumsal ırkçılığın ve şiddet eylemlerinin tarihçesini yaklaşık dört dakika gibi kısa bir sürede özetleyebilmiştir. Bunun yanı sıra video Amerikan Hükümetinin silah lobilerine olan desteğini eleştirmektedir. Tüm bunlar ele alındığında “This is America”, izlerken insanı rahatsız eden sarsıcı imgelerle dolu, ırkçılığa dair retrospektif bir aralıktan bakarken söylemini hiç kaybetmeyen güncel bir olguya da evrilebilen imge fetişi bir baş yapıttır diyebiliriz.

Videoyu ele alırken Glover’ın bir alter ego olarak yarattığı, yarı çıplak, federasyon askerlerinin pantolonlarından giyen, sarı ayakkabılı, altın zincirli karakter her ne kadar imaj olarak siyah özgürlük hareketinin Nijeryalı liderinden müzisyen Fela Kuti’yi andırsa da aslında Thomas D. Rice tarafından 1830’larda yaratılan, Rice’ın yüzünü siyaha boyayarak oluşturduğu ve minstrel şovlarının standart parçası haline gelen ve sonrasında Amerika’da kurumsal ırkçılığın simgesi Jim Crow tiplemesi olduğu barizdir. Jim Crow o kadar önemli bir imgedir ki sonrasında Amerikan İç Savaşı’nı kaybeden güney eyaletlerin kölelik yanlısı, ırk ayrımcı yasalarına “Jim Crow yasaları” adı verilmiştir.



Bu girizgahtan sonra videoya döndüğümüzde açılışta boş bir fabrikanın içerisinde buluyoruz kendimizi. Video boyunca da mekan olarak kullanılan bu alan Amerikan rüyasının aslında büyük bir paydasını oluşturan endüstriyel üretimin çoğunun Asya’daki ülkelere taşınmasından sonra boşalan fabrikaların yasa dışı işlerin yürütüldüğü merkezler haline evrilmesinin somut bir kanıtı gibi.



Ardından bir gospel korosunun sesini duyuyoruz. Gospel koroları siyahlar arasında dayanışmanın en temel temsillerinden biridir. Videodaki gospel korosu 2015’te Charleston’da ırkçı bir beyaz tarafından gerçekleştirilen ve dokuz siyahın ölümüyle sonuçlanan kilise katliamının da temsili niteliğindedir. Sonrasında karşımıza çıkan gitarist 26 Şubat 2012 tarihinde Florida’nın Sanford kentinde bir mahallenin güvenlik görevlisi olan George Zimmerman tarafından ‘kapüşon taktığı için’ şüpheli görülüp vurulan 17 yaşındaki Trayvon Martin’den başkası değildir. Videonun devamında aynı kişiyi gitarsız kafasına çuval geçirilmiş şekilde tekrar gördüğümüz de aniden Jim Crow pozu alan Gambino tarafından vurulur. Soğukkanlılıkla işlenen bu planlı cinayet yargısız infazdır.

Gambino’nun silahı okul üniforması giyen bir çocuğa teslim etmesi de son yıllarda artış gösteren silahlı okul eylemlerine bir göndermedir.

Bu infazdan sonra parçanın temposu kaotik bir hale dönüşür. Bu kaos videonun arka planında bir gösteriye katılırcasına oradan oraya koşturan karakterler ile desteklenir. Bu 2012’de Florida’da, 2014’de Ferguson’da ve 2015’te Baltimore’da baş gösteren ırkçılık karşıtı ayaklanmaları akla getirir. Tüm kaosun ortasında kadraja giren iki tavuk videonun imge fetişinin zirve yaptığı yerdir ve Kennedy suikastından sonra Malcolm X’in söylediği “The chickens have come home to roost” sözüne göndermedir.

Ardından gelen yağma görüntüleri ırkçılık karşıtı gösterilen maalesef kontrolden çıkıp yağmalara dönüştüğünün temsilidir. Ellerinde oyuncak tabancalar olan yüzleri seçilemeyen çocukların her biri ise 2014 yılında Cleveland’da elindeki oyuncak tabanca “gerçek” sanılarak polis tarafından çocuk parkında öldürülen Tamir Rice’dır.

Gambino’yu siyahi hareketinin öncülerinden komedyen Richard Pryor pozu ile kamerayla takip ederken arka planda intihar eden biri ve ellerindeki cep telefonları tüm bu kaosu kaydeden çocuklar görürüz. Bu da 22 yaşındaki siyahi genç Stephon Clark’ın Sacramento’da büyükannesinin evinin bahçesinde iki polis tarafından yirmi kez ateş edilerek öldürülmesine göndermedir çünkü olaya karışan polisler sonrasında mahkemedeki savunmalarında Clark’ın elinde silah olduğunu iddia etmiş fakat bunun silah değil cep telefonu olduğu ortaya çıkmıştır.

Ardından Gambino bir anda Jim Crow’a tekrar evrilir ve hem etrafındakiler hem de müzik bir anda yok olur. Sonrasında siyahilerin yaşadığı gettoların birer simgesi haline gelen ikinci el eski araçların üstünde görürüz Gambino’yu.

Son sahnede karanlığın içinde Gambino’yu beyaz bir grup insan kovalamaktadır. Bu sahne dört dakika boyunca devam eden videonun alt metnidir aslında.



Jim Crow yasaları günümüzde farklı formlar olarak varlığını hala devam ettirmektedir. Siyahilere yönelik ırkçılık ve şiddet eylemleri her sene artmakta, çoğu da beklenilen aksine cezasız kalmaktadır. Tıpkı geçen gün beyaz bir polisin dizinin altında nefes alamıyorum diye bağırarak ölümüne şahit olduğumuz George Floyd gibi. Bu yüzden siyahlara karşı bu insanlık dışı eylemler var oldukça “This is America” birçok ırkçılık karşıtı gösterinin marşı olarak kalacaktır.



 
 
 

Comments


Subscribe Form

©2020 by 19numaralioda. Proudly created with Wix.com

bottom of page